Her sabah uyandıktan sonra yapmayı sevdiğim bazı rutinlerim var. Soğuk duşumu almak, egzersizimi yapmak, en sevdiğim şarkılarımı Spotify üzerinden dinlemek ve bir gün önceden hazırladığım günün kombinini keyifle giymek... Özellikle hazırladığım bu kombin takım elbise kombinlerimden biriyse, aldığım keyif katlanarak artıyor.

Bu yazımda size giymekten en çok keyif aldığım takım elbisenin geçmişteki hikayesinden bahsetmek istiyorum. Keyifli okumalar...

Fransızca suivre teriminden ortaya çıkan takım elbise, köken olarak "takip etmek" anlamına gelmektedir. Bu takip etme durumu, ceketin ve pantolonun birbirine karşı sahip olmaları gereken uyumlarını vurgulamaktadır. Bu uyum aslında takım elbise giyen bireyin, her şeyine dikkat etmesine ve uyumu bozacak bir aksesuar, ayakkabı vb. tercihlerinden sakınmasını önermektedir.

1665 yılında Kara Ölüm ortaya çıktığında saray üyelerinin gösterişli giyimleri, monarşiyi tehlikeye atıyor ve halkı rahatsız ediyordu. Bu sebeple Kral II. Charles, saray üyelerinin en azından bir süreliğine giyimlerini sadeleştirmelerini emretti. Bu noktadan sonra saraylıların iş elbiselerine benzeyen sade tunikler ve dar pantolonlar giymeye başladılar. Bu ilk takım elbiseler zamanla daha özel hale geldi ve gündelik giyimde yaygınlaştı. Gece buluşmalarında ise daha sonralarda ortaya çıkacak smokin tercih edilecekti.

Takım elbise şu anda ilk çıktığı noktaya göre pek çok farklılık barındırmaktadır. İlerleyen yazılarda takım elbisenin yıllar içinde yaşadığı değişimlerden de bahsedeceğiz. Eğer siz de bu köklü giyim ürünlerinden bir tane de kendiniz sahip olmak istiyorsanız, buraya tıklayarak Çağrı Bey takım elbiselerine uygun fiyata sahip olabilirsiniz. Hepinize şık günler...